Avrupalı olmak(!)

Bu Haiti depreminden sonra bir çekilen fotograf. Fotodakiler bölgeyi gezen meraklı Avruplalılarmış...İnsanlığımdan utanıyorum, iğreniyorum...


Umarım beğenmezsiniz

Ben cok begendım sahsen , çünki medenı olmayan ama oyle gozuken yuzlerını ortaya cıkaran bır sahne olmus,keske daha beter bır sahnenın onunde alem falan yaparken cekılsellermıs

Doğduğumuz Coğrafya yada aile bizi adam yapmaz.İnsanlığımız ve kişiliğimiz bizi biz yapar...

Resim insanlığın kendi kendine nasıl kırıldığını gösteriyor... Bir filmden duyduğum bir söz vardı.Çok hoşuma gider.Sizinle paylaşmak isterim.Yorum sizindir...

İnsan olmak; birbirimizi gözetmek,toplum olmak ve beraber çalışarak daha iyi bir yaşam oluşturmaktır.Birbirimiz için mücadele etmeyi bıraktığımız an insanlığımızı kaybettiğimiz andır...

o değil de arabadaki adamın yerinde olmak isterdim.

Ilkkan demiş ki:o değil de arabadaki adamın yerinde olmak isterdim.

O zaman seni de arabaya alalım!...Bizlerle aynı şeyi düşün demiyorum ama "birey" olarak olaya bu kadar basit yaklaşmanı sorgulamanı tavsiye ediyorum. insanlık adına üzülebilmek için mini coper'le ---sen bir beton bloğunun altındayken-- yanından geçmelerini bekleme.


Bu forumda böyle düşünen arkadaşlarla(!) paylaşım yapmak gerçekten üzücü!!!

İnsanlığın ayıplarına bir örnek daha...
Bir başka bölgedede insan avı yapıyorlar parayla...
Zenginler bir gemiye biniyorlar, tam donanımlı silahlarla korsanları avlıyorlar ve o devlette malesfeki bu yasal...

Haiti depremindeki bu olay ise tam manasıyla utanç resmidir. Toplumlar arasındaki büyük uçurumların ne kadar derin olduğunun göstergesidir... Umarız bir gün bunlar son bulur.

Çok yanlış yerlere çekmişsin demek istediğimi. Adamın yerinde olmak istemem, Haiti'lilere acımadığım anlamına gelmez. Sadece ''tühh sizin gibilere, onlar neler yaşıyor siz napıyorsunuz'' gibi yorumların arasına biraz mizah katmak istedim.

"İnsanların aklına köklü bir devrim
fikrini getirmenin e kadar önemli olduğundan bahsediyorduk.
Bu kriz, aslında bir bilinç krizi.
Öyle bir kriz ki...
Artık daha fazla eski kuralları, eski şablonları, eskiden kalma gelenekleri kabul edemez.
Hele, dünyanın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet, çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık vb...
İnsanoğlu, hala eskiden beri bildiğimiz gibi, hala barbar, hala şiddet tutkunu,
saldırgan, açgözlü, rekabetçi ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu.
Bu denli hastalıklı bir topluma iyi eklemlenmiş olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz.
Jiddu Krishnamurti

Hıımm çok güzel ya helal olsun onlara ne diyelim

Dün (6 Nisan) pek de üzerinde durulmayan Ruanda Katliamı'nın yıl dönümüydü. Avrupanın, özellikle Fransa'nın bu katliamdaki rolü, kendi "medeniyetlerinin" ne derece "insanlık"tan anladığını ortaya koyuyor.
(Hotel Rwanda bu katliamı anlatan bir film "batı medeniyeti" hakkında ciddi bilgiler içeriyor acizane tavsiye derim)

2. dünya savaşından sonra avrupanın gördüğü ve malesef avrupanın gözü önünde gerçekleşen en büyük katliam "Srebrenica katliamı"

ABD'nin zencilere ve kızılderililere yaptıkları, İsrail'in Filistin'de yaptığı katliam, Fransa'nın Cezair'e, İtal'yanın Libya'ya yaptıkları ve daha nicesi... İşte size açlık, sefalet, sömürü, kan ve gözyaşı üzerine kurulu "BATI MEDENİYETİ"

Yukarıdaki resimle bunların ne alakası var diyen olmaz herhalde. Bunca katliamı gerçekleştiren ve en son "demokrasi ve özgürlük götürdüğü???" memlekketten 1.5 MİLYON insanın canını alan bir anlayışın verdiği en masum pozdur yukarıdaki resim...

Maneviyat bir değerlendirme ölçüsü olmaktan çıkarılmışsa her şeye madde gözüyle bakılıyorsa başka da bir resim çıkmaz bu sahneden.

Bizde durum bu kadar vahim olmamakla birlikte, "bunlar münferit olaylardır" denemeyecek yoğunlukta yanlışlar içindeyiz. Neden? Çünkü son 150 yıldır batılılaşmaya çalışıyoruz (İlim alanından ziyade kültür anlamında) çok şükür henüz beceremedik?....