En son konular
Giriş yap
Kimler hatta?
Toplam 196 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 196 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 1614 kişi Paz 10 Tem. 2016, 20:42 tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 12710 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: ceren0
Kullanıcılarımız toplam 60796 mesaj attılar bunda 6689 konu
Anahtar-kelime
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları adresi saklayın ve paylaşın
Tadımlık 3 Yazı
4 posters
After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları :: After Effects Forum Önerileri :: Konu Dışı (Genel)-Muhabbet sohbet
1 sayfadaki 1 sayfası
Tadımlık 3 Yazı
1- Cümlenin Sonu...
Henüz yeni başlamıştım ki yazmaya ve yeşil dalga varken yolumda kırmızıya yakalanıp ani bir virgül koydum yoluma.Sağımda solumda sesli harfleri bas bas bağıranlar vardı. Kırmızı yanıyordu oysa. Ve bir polis geldi çek dedi kenara. Başladım yazmaya dediği yere doğru ve kenara çekip koydum noktayı.
Polisin ünlem ile biten cümleleri, argo kelimeleri karşısında iki nokta daha attım ve bıraktım ehliyetimi orada.
O zaman anladım ki renk körü olmak lazımmış bu ortamda.Yeşili kırmızı,siyahı beyaz,sarıyı mavi görecekmişim. Anlayınca bunu bir parantez açtım kendim için. Düşündüm uzun uzun ve gökkuşağı farkedilinceye kadar yaya kalmaya karar verip kapattım parantezimi.
Tüm gizli öznelere sevgilerimle...
2- Uyutuyoruz
Bugün yaşıyordum, varlığım geçmişte yokluğum ise gelecekte gizliydi. Kendime verdiğim sözlerden alacaklı sayıyordum ki peşinatsız verme diyen büyüklerimin sözlerine kulak asmadığım zamanlardan sonra suratımın asıldığını şimdi anlıyordum. Biriktirdiğim varlığımın, hayal ürünü olduğunu söyleyenlerin arasında sıkışmış duran ruhum isyan edip kurtar beni diye bağırdığında kendi sesimi tanımaz durumda olduğumun farkına vardım. Acabalar her seferinde kapımı çalıyordu fakat bu sefer yatıya kalacaklarını haber vermeden gelmişlerdi ve yer yoktu odacıklarımın içinde. Gelene git denilemez, tanrı misafiri geri çevrilmez nasihatleri ile büyümüş biriydim ama misafirin tanrıyla yakınlığından şüphe ettiğim anlarda soru sormanın, sorgulamanın yasaklandığını yüzüme örten annem uyumamı söylüyordu. Uyu yoksa büyüyemezsin.
Çok mu uyudum bilmiyorum ama hala küçük hissediyorum kendimi kıyafetlerimin değiştiği aşikar ki ütü gerektiriyor ellerim ile gözümün altındaki yama şeklindeki tenim desenleri. Nefes alırken harcadığı zamanı bile sorgular durumda yaşayanları görünce kendimden şüphe duymaya vakit ayırmaya başladım. Adım adım gidiyorum bakalım nereye varacam diye fakat bilmediğim bir şeyler zaten orada olduğumu söylüyor bana. “O zaman oradan ayrılmanın vakti gelmiş.” cümlesini elime alıp yanıma da bana hayat verecek birkaç yudum değerli söz alıp çıkıyorum yola. Yürüdükçe mi yoksa uyudukça mı büyüyorum hala duruyor bu soru kafamın içinde.
Şimdi kurak bir iklimin ortasında insan tepelerinin arasından geçerken ilerde elinde dev bir ayna ile gözümü kamaştıran, ışığı ile herkesi kendisine hayran bırakıp kör eden varlıktan kaçıyorum. Kaçarken yüzüme vuran rüzgarda buluyorum açlık kokusunu siyah incilerin. Ardımdan gelen ve yanındayız diyen sahtekarların hangi soruma bu cevabı verdiklerini düşünürken bir el sayfayı çeviriyor da sanki bambaşka bir alemde buluyorum kendimi..
Gezinirken düş aleminde kendimi buluyorum yine. Ben merkezli düşüncelerin ortasında oyun oynuyoruz tek kişilik. Sesinizi başka bir yerde duyduğunuzda sevmemeniz gibi kendinizi de karşınızda gördüğünüzde sevmiyorsunuz emin olabilirsiniz.
Bir dakika ben ne yapıyorum böyle?
-Tamamen uyutacaksınız di mi doktor?
-Evet tamamen uyutuyoruz zaten!!!
3- Hayat/t/a geç kalmam!
Dokunaklı geliyor artık sözler, söyleyenleri kadar olmasa da. Küçük şeyler daha bir özenli batıyor ellerime. Tokat gibi geliyor babamın sözleri ki beni hiç dövmese de. Gerçeklik payıma düşeni almamı istiyor benden, susuyorum. Hep uygulama aşamasında kalıyor bilişsel şemalarım belki risk alamayışım atıyor beni bu çukurun içine. Her gün aynı duvara uyanmamak için farklı yerler seçiyorum ama değişen hiçbir şey olmuyor; uyanan ben aynı olunca.
Bindiğim dalları kesiyorum bugünlerde yeniden yeşersinler diye ve ormanda kaybolmamak için ardıma ihtimaller bırakıyorum. Hep önde olmak adına koşarken yoruluyorum da kaybettiklerimi görünce varış yerinde, ardıma bakmaya korkuyorum. Düşünüp de söyleyemediklerimi saklıyorum kuytularımda ders almak için. Aldığım dersler bitsin diye zaman açlıyorum
hayattan, çocukluk yıllarından kalsa gerek. Küçük çizgiler çiziyorum ve basmamak için onlara, üstelik tek ayak üstünde denge planını çekiyorum son sayfanın. Sınırları taşırmamam için beni uyaranlar bilmiyorlar ki sınırlarımın taştığını. Karalamak adına yumuşuk gösterilen kalemler batıyor beynime. Yalan da olsa başardıklarım ardından tebrik edilmek ve ardından geldiğin noktanın beğenilmemesinin düşünüldüğünü hissetmek zor geliyor artık bedenime. Devrik cümleler kurmanın zevkini, devrilen fikirlerin tarafından sorguya çekilince anlıyorsun.
Aldıkların üç boy fark yedikten sonra verdiklerinden utanıyorsun insanlara. Bıraksalar dediğin zamanlarda kimse tutmuyor seni ve bunu bile bile duruyorsun olduğun yerde.
Şimdi güneş vuruyor gözüme ve arkamı dönecekken.....
-Oğlum hadi kalk!
-Tamam anne kalkıyorum. Merak etme, haya/t/ta geç kalmam ...
Henüz yeni başlamıştım ki yazmaya ve yeşil dalga varken yolumda kırmızıya yakalanıp ani bir virgül koydum yoluma.Sağımda solumda sesli harfleri bas bas bağıranlar vardı. Kırmızı yanıyordu oysa. Ve bir polis geldi çek dedi kenara. Başladım yazmaya dediği yere doğru ve kenara çekip koydum noktayı.
Polisin ünlem ile biten cümleleri, argo kelimeleri karşısında iki nokta daha attım ve bıraktım ehliyetimi orada.
O zaman anladım ki renk körü olmak lazımmış bu ortamda.Yeşili kırmızı,siyahı beyaz,sarıyı mavi görecekmişim. Anlayınca bunu bir parantez açtım kendim için. Düşündüm uzun uzun ve gökkuşağı farkedilinceye kadar yaya kalmaya karar verip kapattım parantezimi.
Tüm gizli öznelere sevgilerimle...
2- Uyutuyoruz
Bugün yaşıyordum, varlığım geçmişte yokluğum ise gelecekte gizliydi. Kendime verdiğim sözlerden alacaklı sayıyordum ki peşinatsız verme diyen büyüklerimin sözlerine kulak asmadığım zamanlardan sonra suratımın asıldığını şimdi anlıyordum. Biriktirdiğim varlığımın, hayal ürünü olduğunu söyleyenlerin arasında sıkışmış duran ruhum isyan edip kurtar beni diye bağırdığında kendi sesimi tanımaz durumda olduğumun farkına vardım. Acabalar her seferinde kapımı çalıyordu fakat bu sefer yatıya kalacaklarını haber vermeden gelmişlerdi ve yer yoktu odacıklarımın içinde. Gelene git denilemez, tanrı misafiri geri çevrilmez nasihatleri ile büyümüş biriydim ama misafirin tanrıyla yakınlığından şüphe ettiğim anlarda soru sormanın, sorgulamanın yasaklandığını yüzüme örten annem uyumamı söylüyordu. Uyu yoksa büyüyemezsin.
Çok mu uyudum bilmiyorum ama hala küçük hissediyorum kendimi kıyafetlerimin değiştiği aşikar ki ütü gerektiriyor ellerim ile gözümün altındaki yama şeklindeki tenim desenleri. Nefes alırken harcadığı zamanı bile sorgular durumda yaşayanları görünce kendimden şüphe duymaya vakit ayırmaya başladım. Adım adım gidiyorum bakalım nereye varacam diye fakat bilmediğim bir şeyler zaten orada olduğumu söylüyor bana. “O zaman oradan ayrılmanın vakti gelmiş.” cümlesini elime alıp yanıma da bana hayat verecek birkaç yudum değerli söz alıp çıkıyorum yola. Yürüdükçe mi yoksa uyudukça mı büyüyorum hala duruyor bu soru kafamın içinde.
Şimdi kurak bir iklimin ortasında insan tepelerinin arasından geçerken ilerde elinde dev bir ayna ile gözümü kamaştıran, ışığı ile herkesi kendisine hayran bırakıp kör eden varlıktan kaçıyorum. Kaçarken yüzüme vuran rüzgarda buluyorum açlık kokusunu siyah incilerin. Ardımdan gelen ve yanındayız diyen sahtekarların hangi soruma bu cevabı verdiklerini düşünürken bir el sayfayı çeviriyor da sanki bambaşka bir alemde buluyorum kendimi..
Gezinirken düş aleminde kendimi buluyorum yine. Ben merkezli düşüncelerin ortasında oyun oynuyoruz tek kişilik. Sesinizi başka bir yerde duyduğunuzda sevmemeniz gibi kendinizi de karşınızda gördüğünüzde sevmiyorsunuz emin olabilirsiniz.
Bir dakika ben ne yapıyorum böyle?
-Tamamen uyutacaksınız di mi doktor?
-Evet tamamen uyutuyoruz zaten!!!
3- Hayat/t/a geç kalmam!
Dokunaklı geliyor artık sözler, söyleyenleri kadar olmasa da. Küçük şeyler daha bir özenli batıyor ellerime. Tokat gibi geliyor babamın sözleri ki beni hiç dövmese de. Gerçeklik payıma düşeni almamı istiyor benden, susuyorum. Hep uygulama aşamasında kalıyor bilişsel şemalarım belki risk alamayışım atıyor beni bu çukurun içine. Her gün aynı duvara uyanmamak için farklı yerler seçiyorum ama değişen hiçbir şey olmuyor; uyanan ben aynı olunca.
Bindiğim dalları kesiyorum bugünlerde yeniden yeşersinler diye ve ormanda kaybolmamak için ardıma ihtimaller bırakıyorum. Hep önde olmak adına koşarken yoruluyorum da kaybettiklerimi görünce varış yerinde, ardıma bakmaya korkuyorum. Düşünüp de söyleyemediklerimi saklıyorum kuytularımda ders almak için. Aldığım dersler bitsin diye zaman açlıyorum
hayattan, çocukluk yıllarından kalsa gerek. Küçük çizgiler çiziyorum ve basmamak için onlara, üstelik tek ayak üstünde denge planını çekiyorum son sayfanın. Sınırları taşırmamam için beni uyaranlar bilmiyorlar ki sınırlarımın taştığını. Karalamak adına yumuşuk gösterilen kalemler batıyor beynime. Yalan da olsa başardıklarım ardından tebrik edilmek ve ardından geldiğin noktanın beğenilmemesinin düşünüldüğünü hissetmek zor geliyor artık bedenime. Devrik cümleler kurmanın zevkini, devrilen fikirlerin tarafından sorguya çekilince anlıyorsun.
Aldıkların üç boy fark yedikten sonra verdiklerinden utanıyorsun insanlara. Bıraksalar dediğin zamanlarda kimse tutmuyor seni ve bunu bile bile duruyorsun olduğun yerde.
Şimdi güneş vuruyor gözüme ve arkamı dönecekken.....
-Oğlum hadi kalk!
-Tamam anne kalkıyorum. Merak etme, haya/t/ta geç kalmam ...
mobidik- O Artık Bir Usta
- Mesaj Sayısı : 1031
Yaş : 39
Nerden : nedreN
Meslek : kelseM
Reputation : -2
Puanları : 121
Kayıt tarihi : 11/10/07
Geri: Tadımlık 3 Yazı
Ellerine sağlık Mobidik. Adeta kelimeler dans etmiş birbiryle ve anlam, okuyanı hiç zorlamadan, gidip onun içindeki yerine çörekleniyor. Valla çok beğendim. 4x4... :Birinci-ci:
olivon- O Artık Bir Usta
- Mesaj Sayısı : 2065
Yaş : 105
Nerden : xxx
Meslek : xxx
Kullandığınız Programlar : xxx
Reputation : 25
Puanları : 800
Kayıt tarihi : 28/09/07
Geri: Tadımlık 3 Yazı
olivon demiş ki:Ellerine sağlık Mobidik. Adeta kelimeler dans etmiş birbiryle ve anlam, okuyanı hiç zorlamadan, gidip onun içindeki yerine çörekleniyor. Valla çok beğendim. 4x4... :Birinci-ci:
Teşekkürler hocam.. Beğenmene inan çok sevindim...
mobidik- O Artık Bir Usta
- Mesaj Sayısı : 1031
Yaş : 39
Nerden : nedreN
Meslek : kelseM
Reputation : -2
Puanları : 121
Kayıt tarihi : 11/10/07
Geri: Tadımlık 3 Yazı
Bir çok insanda gördüğüm çekememezlik durumu var güzel bişeyler yaptıgımız zaman bu tür insanlar tebrik etmek ve mutluluk duymak yerine illaki kötülemek için hiç güzelliklerden bahsetmeden bir kaç laf söyleyip bütün şevkinizi kırıyor yada kendinizi kötü hissetmenizi sağlıyor buna bağlı olarak üretmek ve geliştirmekte zorlaşıyor yani ben sizin güzel ve işe yarar icat yada çalışmanızı tüm güzellikleriyle kabullenirsem benimsersem onu geliştirmek ve hak ettiği yere getirmek daha kolay olur.
Bu yazıyı ve önceki yazıyı okuyunca bu olayların sebeplerini araştırmak geldi aklıma acaba biz daha bebekken mi bu tepkilere hazırlanıyoruz sonra okuldaki okudugumuz kitapları yazanlar beynimize enjekte mi yaptılar ? yoksa yaratılıştan mı ?
Teşekkürler bunları düşünmeme sebep oldun.
Bu yazıyı ve önceki yazıyı okuyunca bu olayların sebeplerini araştırmak geldi aklıma acaba biz daha bebekken mi bu tepkilere hazırlanıyoruz sonra okuldaki okudugumuz kitapları yazanlar beynimize enjekte mi yaptılar ? yoksa yaratılıştan mı ?
Teşekkürler bunları düşünmeme sebep oldun.
nnesta- O Artık Bir Kalfa
- Mesaj Sayısı : 259
Yaş : 44
Nerden : K.maraş
Meslek : inşaat
Kullandığınız Programlar : ms-dos
Reputation : 5
Puanları : 276
Kayıt tarihi : 29/12/07
Geri: Tadımlık 3 Yazı
Diyecek söz yok ayakta alkışlıyorum kardeşim. Hepsi çok güzel ama 3. daha bir güzel ... Ellerine sağlık.
legendofr4m0n- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 200
Yaş : 40
Nerden : ankara
Meslek : serbest
Kullandığınız Programlar : ae ps
Reputation : 3
Puanları : 262
Kayıt tarihi : 19/06/09
Geri: Tadımlık 3 Yazı
"nnesta , legendofr4m0n" arkadaşlar değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz ve bunu vakit kaybı olarak görmediğiniz için teşekkür ederim. Küçük de olsa bir katkım, düşünce yaşamınıza belki bir virgülüm olduysa ne mutlu bana. Teşekkür ediyorum.
mobidik- O Artık Bir Usta
- Mesaj Sayısı : 1031
Yaş : 39
Nerden : nedreN
Meslek : kelseM
Reputation : -2
Puanları : 121
Kayıt tarihi : 11/10/07
After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları :: After Effects Forum Önerileri :: Konu Dışı (Genel)-Muhabbet sohbet
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı 25 Ocak 2022, 16:12 tarafından ytusinema
» epic games reklamı
Perş. 12 Eyl. 2019, 14:02 tarafından ainoslu.22
» Hesap silimi ya da banlanma
C.tesi 31 Ağus. 2019, 09:04 tarafından gariban
» 10. Yıldız Kısa Film Festivali Geliyor!
Paz 14 Mayıs 2017, 10:38 tarafından ytusinema
» After Effects Uzmanı Aranıyor (Ankara)
Cuma 14 Nis. 2017, 13:58 tarafından Kün Medya Yapım
» İÇERİ BAK LÜTFEN KAFAYI YİCEM
Salı 11 Nis. 2017, 10:55 tarafından korsankirici
» After Effects - Neon Text Efekti - Ders 8
Perş. 30 Mart 2017, 15:32 tarafından theyamak
» After Effects - Tanıtım Animasyonu Kurumsal - Ders 7
Perş. 30 Mart 2017, 15:31 tarafından theyamak
» After Effects - Retro Intro Yapımı - Ders 6
Perş. 30 Mart 2017, 15:31 tarafından theyamak