En son konular
Giriş yap
Kimler hatta?
Toplam 171 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 171 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 1614 kişi Paz 10 Tem. 2016, 20:42 tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 12710 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: ceren0
Kullanıcılarımız toplam 60796 mesaj attılar bunda 6689 konu
Anahtar-kelime
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları adresi saklayın ve paylaşın
İzmirli olmak dedikleri işte bu
+5
aytacdmn
alicaglikasap
cRChasch
haziran
poyraz15
9 posters
After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları :: After Effects Forum Önerileri :: Konu Dışı (Genel)-Muhabbet sohbet
1 sayfadaki 1 sayfası
İzmirli olmak dedikleri işte bu
İzmirli olmak dedikleri işte bu
Sibel ARNA 31 Mayıs 2009
Türkiye’nin en çok konuşulan ve konuşturan ili neresi diye bir araştırma yapsalar İzmir açık ara önde çıkar. İzmirli olsun olmasın herkes, kızını, yazını, zeybek havasını, kumrusunu,
çiğdemini, Kemeraltı’nı, Kordonboyu’nu, Levanten ailelerini, gávur olup olmadığını, 35,5’unu, körfez kokusunu konuşur durur. Bugüne kadar hakkında çok yazı yazıldı. Ama son noktayı
bundan yaklaşık iki ay önce yazdığı yazıyla Yılmaz Özdil koydu.
Öyle bir yazıydı ki, İzmirli olmanın bütün kodlarını ayan beyan ortaya dökmüştü. Özdil’in yazısı hálá gündemde. İzmirli olup da okumayan yok. Herkes internet üzerinden birbirine
gönderiyor ve yazıdaki kodları tartışıyor. Buradan yola çıktık, geniş çaplı bir araştırma yaptık. İzmir’in ileri gelen isimlerine İzmirli olmanın onlar için ne anlama geldiğini sorduk.
İzmirliliğin şifresini çözdük.
Yılmaz Özdil
HER ŞEY BU YAZIYLA BAŞLADI
İZMİR
Türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben. Simite gevrek deriz biz... Çekirdeğe çiğdem. Kordon elektrik aleti değildir. Kumru da kuş değildir bizim için... Yengen’i yeriz.
Sen sigorta dersin... Biz asfalya deriz. Uzatmayız... Gidiyom geliyom deriz.
Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz.
Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar!
Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler,
şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... Gönül Yazar’ız, Sezen Aksu’yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı
Despina’yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.
Erkeklerimiz de fena değildir hani... Detaya girmeyeyim, Ayhan Işık, Metin Oktay, Mustafa Denizli mesela, bi fikir verir sana... Ertuğrul Özkök’ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına
ütü atmış...
Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir’de. Siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye Saat Kulesi’ne
bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz!
Rahatızdır... Çocukları Kemeraltı’da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta Kemeraltı Karakolu’ndan alırız... Ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı
bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi...
Aceleye gelemeyiz! Bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 Ağustos saat 20’de tiyatro başlıyor... 20.30’da geliriz... Sanatçılar da İzmirliyse, tiyatro zaten 21’de filan başlar...
35’imiz var. 35 buçuğumuz da var. Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.
Ertuğrul Özkök
80 yaşındaki annem yazıyı okuyunca Yılmaz Özdil’i aramış
Yılmaz Özdil’in İzmir yazısı çıktığı gün İzmir’deydim.
Annemin yaş gününü kutluyorduk.
Ailemizin dört nesli oradaydı.
Baktım annem yazıyı okumuş. Kız kardeşlerim okumuş. Onların çocukları da okumuş.
Gerçekten olağanüstü bir yazıydı.
Üç gün sonra Yılmaz aradı.
"Abi bugün hayatımda ilk defa bi genel yayın yönetmeninin annesinden telefon aldım" dedi.
80 yaşındaki annem aramış ve yazıyı ne kadar çok sevdiğini anlatmış.
Yazı, İzmirli kadınlar ve genç kızlar için bir methiye gibiydi.
O yazıyı ben de çok sevdim.
En çok hoşuma gideni ise, "Kemeraltı’nda kaybolmak" tespitiydi.
Her İzmirli çocuk mutlaka Kemeraltı’nda bir kere kaybolmuş ve karakolda annesini babasını beklemiştir.
Kimse heyecanlanmaz.
Türkiye’de hemşerilik duyguları kuvvetlidir.
İzmir’de ise hemşerilik duygusunu aşan, daha farklı bir şey var. Her İzmirli, hiçbir zaman dönmese bile, bir gün mutlaka şehrine döneceği duygusuyla yaşar.
Bana göre İzmir’in en çekici tarafı, kadınsı bir şehir oluşudur.
Daha doğrusu kadın duruşu çok kuvvetli bir şehir oluşu.
Hepimiz bu duruş ve meydan okumayla çok övünürüz.
Erkeklerimiz de, bu duruşun arkasında saf tutmaktan acayip keyif alır.
Mustafa Denizli (BJK Teknik Direktörü)
İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir
İzmirli hiçbir yere vaktinde gidemez. Ben hayatta bir tek işime vaktimde giderim. Onu da İstanbul’da öğrendim. Elektrik, su, doğalgaz fark etmez. İzmirli olmak her faturayı cezalı
ödemektir. İzmir özgürlükler şehridir. Kordon’da iki gencin öpüşmesi olağandır bizim için. Bu manzaraya bir tek İstanbullular bakar ve şaşırır.
Yaşar Aksoy (İzmir araştırmacısı yazar)
Victor Hugo söylemiş: İzmir bir prensestir
Victor Hugo’ya katılmamak elde mi? "Les Orientales" isimli kitabına bulunan "La Captive" isimli şiirinin ilk dizesinde, "Smyrne est une princesse" demiştir. Yani, "İzmir bir prensestir."
Hugo, İzmir’e hiç ayak basmadan, çok uzaklardan şöyle bir bakıp, ona nasıl prenses diyebilmiştir? Bunun sebebi İzmir’in baskın "dişilik" özeliğidir. Bir Amazon kraliçesi tarafından
kurulduğu efsanelere kazınmıştır. İzmir üzerine yazılmış her şiir buram buram dişilik kokar. O bir prensestir, bazen bir sevgili veya eş, bazen kız kardeştir, bazen de küçük bir kız çocuğu.
Sezen Aksu
İZMİR’İN KIZLARI SEVİŞE SEVİŞE ÖLÜR DÖVÜŞE DÖVÜŞE DE İCABINDA
İzmir’in sembol isimlerinden Sezen Aksu geçen yılki albümünde İzmir kızlarını şöyle anlatıyor:
İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları / Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları / Çıktılar mıydı ipek çoraplarla kordon boyuna / Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları /
İzmir’in kızları / Korku yok kitabında
İzmir’in kızları / Ayıptır söylemesi laf aramızda / Sevişe sevişe de ölür, / Dövüşe dövüşe de icabında
Şakir Eczacıbaşı (İstanbul Kültür Sanat Vakfı Başkanı)
Seksen yaşına geldim, bugünün İzmir’ini neredeyse tanımıyorum
Çocukluğumun İzmir’inde Türkler ve azınlıklar iç içe yaşarlardı. Ben onların Rum, Ermeni ya da Musevi olduklarını, Türklerden başka bir din ve ırktan geldiklerini ancak ilkokula
gittiğimde öğrenmiş, çok şaşırmıştım. Kentin ekonomisi, "Levantenler" ve azınlıkların elindeydi. İttihat ve Terakki döneminin insanları, azınlık ve Levantenlerin bu gücü karşısında
İzmir’in Türkleştirilmesi için savaşıma girişmiş. İzmirli bir eczacı olan babam Süleyman Eczacıbaşı da bu ortamda yetişmiş, cumhuriyet devrimlerine gönül vermiş bir kişiydi. Türklerle
azınlıkların dostluk içinde yaşadıkları İzmir, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra değişmiş, dostlukların yerini düşmanlıklar almaya başlamıştı. Bu ilişkiler, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları,
Kıbrıs Çıkarması gibi nedenlerle, daha da kopmuştu. Böylece çocukluğumun İzmir’iyle bugünün İzmir’i, yalnızca sokaklarınnın değişmesiyle değil, bu toplumsal kopuşlarla da
farklılaşmıştı. Seksen yaşına geldiğim bu günlerde yaşadıklarımı özlemle anıyorum. Bugünün İzmir’ini ise neredeyse tanımıyorum...
Lucien Arkas (İşadamı)
Burada bir büyü var, ailem 300 yıl önce geldi, bir daha da gidemedi
Burada bir büyü var, herkesi kendine bağlar. Benim ailem de 300 yıl önce geldi bir daha gitmedi... Bu şehirde yaşamak için çok nedenim var; farklı kültürlerin uyumu, insanının
samimiyeti ve yetenekli oluşu, balığın lezzeti, yazın imbatı ve tabii İzmir’in kızları ile güzel insanları... Dünyaya açılan bir liman... Arkasında da bu ülkenin en bereketli toprakları uzanıyor.
Tarih desen tarih, turizm desen turizm. Böyle bir kentten vazgeçilir mi? Ben bu şehrin tadını çıkardım ve tadı damağımda kaldı. İzmir Akdeniz’in en güzel şehriydi, halen güzel fakat
betonlaşmayı sınırlamazsak solup gidecek korkarım.
Tan Sağtürk (Balet)
Öyle insanlardır ki taştan yapılmış bir kaleye kadife derler
"Zeytin kokar Tanrıların ağzı, benim doğduğum memlekette" dedim. Fransa’da, benimle röportaja gelen Fransız gazetecileri sormuşlardı. Röportaj bu başlıkla yayınlandı. Ege’de
batıdan, Yunanistan’dan gelen dalgalar, çakıl taşlarını okşar. O saatlerde turunçlar turunculaşırken, imbat rüzgarı içinizi ürpertirken dünyaya geldim. Su birikintilerinde kağıttan
gemiler yüzdürdüm. Sokaklara doyamadım. İzmir’de bir kale vardır. Taştan yapılmıştır ama İzmirliler ona Kadifekale adını koymuşlardır. İzmir’de doğup yaşayanların taşa yakıştırdıkları
sıfata bakın: Kadife.
İpek Tuzcuoğlu (Oyuncu)
Akdenizli bir Anadolulu olma şansıdır İzmir. Ama insanı pek tekin değildir. Siz siz olun bir İzmirlinin asfalyalarını (sigortalarını) sakın attırmayın.
Sinem Güven (Manken)
Kızım 14 aylık ama İzmirli kanı yüz metre öteden belli oluyor. Cıvıl cıvıl ve özgüvenli. Annemin bana yaptığını ben de ona yapıyorum. Ben nasıl 19 yaşından beri maddi olarak özgürsem
o da olacak.
Zeynep Aksoy (Modacı)
Uğruna şarkıların, şiirlerin yazıldığı kadınların memleketidir İzmir. Sabahları kár yoluna, akşamları yar yoluna giden erkeklerin şehridir.
Öner Evez (Koreograf)
İzmir’in kızları güzeldir, çünkü aileleri onlara değer verir, eğitimleri önemsenir, özgüvenleri yüksektir.
Tania Eskenazi (Modacı)
Garip, kendine has, doğuştan gelen bir kültürdür gavur İzmirli olmak! İzmir şehri açık, ileri görüşlü, özgüveni yüksek ama ukala olmayan bir nesil yetiştirir.
Nuri Çolakoğlu (Gazeteci)
İzmirli geniş bakar geniş düşünür, yüksek sesle konuşur
İzmir yüzyıllardır Anadolu’nun dünyaya açılan penceresi olagelmiş. Bu pencereden ışık girmiş, yenilik girmiş. Onun için İzmir’in insanları dünyaya daha rahat bakar, yenilikçidir. Kaç
göç yaşanmamıştır. Bundan 50 yıl önce Daryo Moreno Göztepe sahilinde bir kayığa uzanmış, elinde gitarı şarkılarını söylerken, İzmir’in kızları, erkekleri bu müziği denizde çevresinde
yüzerek dinliyordu. Genç kızlar ve erkekler karşı cinsten olanlarla topluca gezilip tozulabileceğini daha çok küçük yaşta öğreniyorlardı. Terakkiperver Fırka’dan Demokrat Parti’ye kadar
Türkiye’deki birçok yeni hareketin çıkış noktasıydı İzmir. Bu nedenle İzmirli geniş bakar, geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, karşıdan yükselen sesi de dinler, kabul etmese bile
onunla birlikte yaşamayı bilir.
Uğurkan Erez (Koreograf)
Kanımız perşembeden kaynamaya başlar
İzmir’de eğlenceye ayrılan zaman her yerden uzundur. Perşembe akşamı kaynamaya başlayan kanlar, pazar akşamına kadar kendini eğlenceye bırakır. Her kadın güzeldir ama İzmir
kızları daha bir başka oluyor nedense. Kariyerimde unutulmaz çoğunluğun İzmirli olduğunu söyleyebilirim.
Uğur Yüce (İsviçre’nin İzmir Fahri Konsolosu)
İzmirli, iktidarın vaat ve tehditlerine tenezzül etmemiştir
İzmirli Aydın’dır: Türk medyasını yöneten kişilerin çoğunun İzmirli olmaları bir tesadüf olamaz. Medeni’dir: 5 Kilisesi, 7 sinagogu, sayısız camii ile sevgili Sezen’in dediği gibi "Müslüman
’ı, Yahudi’si, Urum’u"nu tek bir potada eritmiştir. Dürüsttür: Tüm ülkenin hayali ihracat skandalları ile çalkalandığı yılları büyük bir ekonomik güç kaybı pahasına tek leke almadan
kapatmıştır. Kişiliklidir: İktidarın tüm vaat ve tehditlerine tenezzül etmeden, muhalefet cephesinde tek yumruk olmayı bilmiştir. Hiç mütevazı olmayacağım, İzmirli olmaktan büyük gurur
duyuyorum.
Ali Kocatepe (Müzisyen, sanatçı)
İzmirli gönlünce hareket eder sıkıntıya gelmez
Şu İstanbul’da nerdeyse her kasabanın derneği var, bir İzmirlilerin derneği yok. Aslında kurduk da devam ettiremedik. Bir kez daha anladım ki, İzmirli kendi ayakları üzerinde durur,
derneklere ihtiyacı yoktur, gönlünce hareket eder, sıkıntıya gelmez. Gevreği pekmezle pişirirler İzmir’de. Onun için gevrektir. Başka yerlerin simidine onun için alışamadım.
Haluk Özyavuz (Cevher CEO’su)
Sanki Avrupalıdan daha Avrupalıyız
Geçenlerde karımla Alsancak Çamlık Sokak’ta Radika diye ufacık, sadece zeytinyağlı Girit yemekleri yapan bir yere gittik! Karıma "İyi ki İzmirliyiz, iyi ki bu şehirde yaşıyoruz" deme
ihtiyacı duydum. Etrafımızda o kadar yakışıklı insanlar vardı ki, cıvıl cıvıl! Sanki Avrupa’dan daha Avrupalıyız; içimizle, dışımızla ve davranışlarımızla! Sanki bağımsızız! Ama her şeyimizle.
İzmir Türkiye’nin en büyük ihracat limanına sahiptir! Avrupa’da 10 milyon adet "alüminyum jant" üretim kapasitesine sahip tek şehirdir! 70’li yılların ortalarında, "Gávur İzmirli" gibi
tabirleri dün gibi hatırlıyorum! Olsun biz aynı zamanda çok hoşgörülüyüz! İzmirliyiz, takmayız, cesuruz!
Kibariye (Şarkıcı)
Oynamadan duramam gülümsemeden yaşayamam
İzmirli olmak benim için sıcakkanlılığı ifade ediyor. İzmirliler insan sever. Girdiği her ortamda, herkesi kucaklar. Rahatızdır, genişizdir. Ben çok tezcanlıyım, tıpkı diğer İzmirliler gibi.
Çat orda, çat kapı arkasında. Oynamadan duramam, gülümsemeden yaşayamam. Öyle kolay kolay karalar bağlayamam.
Emel Müftüoğlu (Sanatçı)
Taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer
İzmirli olmak herkesten daha sıcakkanlı ve sosyal olmaktır. İzmir’de doğmuşsanız eğer gözünüzü sosyal bir dünyaya açmışsınızdır. Rahattır İzmirliler. Herkesten çok toleranslıdır.
Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler. İzmir kadınların en özgür olduğu şehirdir. Gece vakti komşudan eve yürüyerek dönerler. Canları istediği gibi giyinir, dekoltenin
keyfine varırlar. İzmir’in taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer olduğunu iyi bilirim.
Nehir Erdoğan (Oyuncu)
Kadınların ortak ağda günleri vardır, birbirlerine yaparlar ağdayı, kocalarına güzelleşmeye
Özgürlükler şehridir İzmir. Kahkahaları patlatmak için ne efsuna, ne votkaya, ne de viskiye ihtiyaç vardır... Hani belki bir rakı balığın yanında, belki bir bira Kordon boyunda, gavuruz ya
icabında! Kadınlar kuaför kavgası yapmaz, onun yerine ağda günleri vardır ortak, birbirlerine yaparlar ağdayı kocalarına güzelleşmeye... Kozmetik kokan kadınlar bir türlü anlamaz bu
kadınların şanlarını, adlarının niye ’çok güzel’e çıktığını, en sonunda çalarlar karaya adlarını. Ama olmaz, İzmir’in kadınları balçık tutmaz.
Ferdi Özbeğen (Sanatçı)
Eğlenceli sektörleri İzmirliler yönetiyor sosyologların bunu incelemesi gerekiyor
15-20 yıl önce falan... TRT İzmir Stüdyolarında canlı yayın konuğuyum. O tarihlerde stüdyolar İzmir Fuarı’nın içinde. Yayın günü okulların kapandığı güne denk gelmiş, çocuklar karne
almış. Fuar ana baba günü. Öğrencilerin bir elinde karne, diğer elinde tef, darbuka, zil, okulların kapanışını müthiş eğlenceli bir şekilde kutluyorlar. Aynı gün İstanbul’a döndüm.
Sokakta çocuklara rastladım. Onlar da karne almıştı ama çok neşesizlerdi. Sessiz, sakin evlerine gidiyorlardı. İşte iki şehir arasındaki fark budur. Televizyon, gazete, müzik, sinema
gibi eğlenceli sektörler İzmirliler tarafından yönetiliyor. Sosyologların bunu derinlemesine incelemesi gerekiyor.
Gönül Yazar (Sanatçı)
İzmir’e gávur diyorlar evet biraz karışığız ama kurban olsunlar
İstanbul’a ilk geldiğimde geliyom, yapcam, diyorum diye İstanbullular bana köylü gözüyle bakıyorlardı. Şimdi baksınlar bakalım! Bugün İzmir Türkiye’nin en Avrupai şepri oldu. Beyazıt
Öztürk’ünden Haşmet Babaoğlu’na, Huysuz Virjin’inden Ajda Pekkan’ına herkes İzmir’de ev almayı düşünüyor. İzmir’in kadınları cesurdur, erkeklerinden daha sağlamdır. Erkekler
verdiği sözü pek tutma. Kadınlar kendilerini sevdiği için ateşe atar. İzmir’e gávur diyorlar. Evet biraz karışığız. Ama kurban olsunlar. İzmir’in kızları hoppa diyorlar. Canları sağolsun.
Evet hiç kimseyi takmazlar, takmasınlar.
İzmirli olmayı simgeleyen bu fotoğraf için Uğurhan Akdeniz Ajans’ın modelleri İzmir Kordon’da poz verdi. Stil danışmanlığını Duygu Akdeniz yaptı. Kıyafetler Polo Garage ve Zone
mağazalarından. Midye dolmalar Midyeci Şakir’e ait.
Sibel ARNA 31 Mayıs 2009
Türkiye’nin en çok konuşulan ve konuşturan ili neresi diye bir araştırma yapsalar İzmir açık ara önde çıkar. İzmirli olsun olmasın herkes, kızını, yazını, zeybek havasını, kumrusunu,
çiğdemini, Kemeraltı’nı, Kordonboyu’nu, Levanten ailelerini, gávur olup olmadığını, 35,5’unu, körfez kokusunu konuşur durur. Bugüne kadar hakkında çok yazı yazıldı. Ama son noktayı
bundan yaklaşık iki ay önce yazdığı yazıyla Yılmaz Özdil koydu.
Öyle bir yazıydı ki, İzmirli olmanın bütün kodlarını ayan beyan ortaya dökmüştü. Özdil’in yazısı hálá gündemde. İzmirli olup da okumayan yok. Herkes internet üzerinden birbirine
gönderiyor ve yazıdaki kodları tartışıyor. Buradan yola çıktık, geniş çaplı bir araştırma yaptık. İzmir’in ileri gelen isimlerine İzmirli olmanın onlar için ne anlama geldiğini sorduk.
İzmirliliğin şifresini çözdük.
Yılmaz Özdil
HER ŞEY BU YAZIYLA BAŞLADI
İZMİR
Türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben. Simite gevrek deriz biz... Çekirdeğe çiğdem. Kordon elektrik aleti değildir. Kumru da kuş değildir bizim için... Yengen’i yeriz.
Sen sigorta dersin... Biz asfalya deriz. Uzatmayız... Gidiyom geliyom deriz.
Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz.
Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar!
Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler,
şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... Gönül Yazar’ız, Sezen Aksu’yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı
Despina’yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.
Erkeklerimiz de fena değildir hani... Detaya girmeyeyim, Ayhan Işık, Metin Oktay, Mustafa Denizli mesela, bi fikir verir sana... Ertuğrul Özkök’ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına
ütü atmış...
Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir’de. Siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye Saat Kulesi’ne
bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz!
Rahatızdır... Çocukları Kemeraltı’da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta Kemeraltı Karakolu’ndan alırız... Ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı
bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi...
Aceleye gelemeyiz! Bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 Ağustos saat 20’de tiyatro başlıyor... 20.30’da geliriz... Sanatçılar da İzmirliyse, tiyatro zaten 21’de filan başlar...
35’imiz var. 35 buçuğumuz da var. Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.
Ertuğrul Özkök
80 yaşındaki annem yazıyı okuyunca Yılmaz Özdil’i aramış
Yılmaz Özdil’in İzmir yazısı çıktığı gün İzmir’deydim.
Annemin yaş gününü kutluyorduk.
Ailemizin dört nesli oradaydı.
Baktım annem yazıyı okumuş. Kız kardeşlerim okumuş. Onların çocukları da okumuş.
Gerçekten olağanüstü bir yazıydı.
Üç gün sonra Yılmaz aradı.
"Abi bugün hayatımda ilk defa bi genel yayın yönetmeninin annesinden telefon aldım" dedi.
80 yaşındaki annem aramış ve yazıyı ne kadar çok sevdiğini anlatmış.
Yazı, İzmirli kadınlar ve genç kızlar için bir methiye gibiydi.
O yazıyı ben de çok sevdim.
En çok hoşuma gideni ise, "Kemeraltı’nda kaybolmak" tespitiydi.
Her İzmirli çocuk mutlaka Kemeraltı’nda bir kere kaybolmuş ve karakolda annesini babasını beklemiştir.
Kimse heyecanlanmaz.
Türkiye’de hemşerilik duyguları kuvvetlidir.
İzmir’de ise hemşerilik duygusunu aşan, daha farklı bir şey var. Her İzmirli, hiçbir zaman dönmese bile, bir gün mutlaka şehrine döneceği duygusuyla yaşar.
Bana göre İzmir’in en çekici tarafı, kadınsı bir şehir oluşudur.
Daha doğrusu kadın duruşu çok kuvvetli bir şehir oluşu.
Hepimiz bu duruş ve meydan okumayla çok övünürüz.
Erkeklerimiz de, bu duruşun arkasında saf tutmaktan acayip keyif alır.
Mustafa Denizli (BJK Teknik Direktörü)
İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir
İzmirli hiçbir yere vaktinde gidemez. Ben hayatta bir tek işime vaktimde giderim. Onu da İstanbul’da öğrendim. Elektrik, su, doğalgaz fark etmez. İzmirli olmak her faturayı cezalı
ödemektir. İzmir özgürlükler şehridir. Kordon’da iki gencin öpüşmesi olağandır bizim için. Bu manzaraya bir tek İstanbullular bakar ve şaşırır.
Yaşar Aksoy (İzmir araştırmacısı yazar)
Victor Hugo söylemiş: İzmir bir prensestir
Victor Hugo’ya katılmamak elde mi? "Les Orientales" isimli kitabına bulunan "La Captive" isimli şiirinin ilk dizesinde, "Smyrne est une princesse" demiştir. Yani, "İzmir bir prensestir."
Hugo, İzmir’e hiç ayak basmadan, çok uzaklardan şöyle bir bakıp, ona nasıl prenses diyebilmiştir? Bunun sebebi İzmir’in baskın "dişilik" özeliğidir. Bir Amazon kraliçesi tarafından
kurulduğu efsanelere kazınmıştır. İzmir üzerine yazılmış her şiir buram buram dişilik kokar. O bir prensestir, bazen bir sevgili veya eş, bazen kız kardeştir, bazen de küçük bir kız çocuğu.
Sezen Aksu
İZMİR’İN KIZLARI SEVİŞE SEVİŞE ÖLÜR DÖVÜŞE DÖVÜŞE DE İCABINDA
İzmir’in sembol isimlerinden Sezen Aksu geçen yılki albümünde İzmir kızlarını şöyle anlatıyor:
İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları / Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları / Çıktılar mıydı ipek çoraplarla kordon boyuna / Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları /
İzmir’in kızları / Korku yok kitabında
İzmir’in kızları / Ayıptır söylemesi laf aramızda / Sevişe sevişe de ölür, / Dövüşe dövüşe de icabında
Şakir Eczacıbaşı (İstanbul Kültür Sanat Vakfı Başkanı)
Seksen yaşına geldim, bugünün İzmir’ini neredeyse tanımıyorum
Çocukluğumun İzmir’inde Türkler ve azınlıklar iç içe yaşarlardı. Ben onların Rum, Ermeni ya da Musevi olduklarını, Türklerden başka bir din ve ırktan geldiklerini ancak ilkokula
gittiğimde öğrenmiş, çok şaşırmıştım. Kentin ekonomisi, "Levantenler" ve azınlıkların elindeydi. İttihat ve Terakki döneminin insanları, azınlık ve Levantenlerin bu gücü karşısında
İzmir’in Türkleştirilmesi için savaşıma girişmiş. İzmirli bir eczacı olan babam Süleyman Eczacıbaşı da bu ortamda yetişmiş, cumhuriyet devrimlerine gönül vermiş bir kişiydi. Türklerle
azınlıkların dostluk içinde yaşadıkları İzmir, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra değişmiş, dostlukların yerini düşmanlıklar almaya başlamıştı. Bu ilişkiler, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları,
Kıbrıs Çıkarması gibi nedenlerle, daha da kopmuştu. Böylece çocukluğumun İzmir’iyle bugünün İzmir’i, yalnızca sokaklarınnın değişmesiyle değil, bu toplumsal kopuşlarla da
farklılaşmıştı. Seksen yaşına geldiğim bu günlerde yaşadıklarımı özlemle anıyorum. Bugünün İzmir’ini ise neredeyse tanımıyorum...
Lucien Arkas (İşadamı)
Burada bir büyü var, ailem 300 yıl önce geldi, bir daha da gidemedi
Burada bir büyü var, herkesi kendine bağlar. Benim ailem de 300 yıl önce geldi bir daha gitmedi... Bu şehirde yaşamak için çok nedenim var; farklı kültürlerin uyumu, insanının
samimiyeti ve yetenekli oluşu, balığın lezzeti, yazın imbatı ve tabii İzmir’in kızları ile güzel insanları... Dünyaya açılan bir liman... Arkasında da bu ülkenin en bereketli toprakları uzanıyor.
Tarih desen tarih, turizm desen turizm. Böyle bir kentten vazgeçilir mi? Ben bu şehrin tadını çıkardım ve tadı damağımda kaldı. İzmir Akdeniz’in en güzel şehriydi, halen güzel fakat
betonlaşmayı sınırlamazsak solup gidecek korkarım.
Tan Sağtürk (Balet)
Öyle insanlardır ki taştan yapılmış bir kaleye kadife derler
"Zeytin kokar Tanrıların ağzı, benim doğduğum memlekette" dedim. Fransa’da, benimle röportaja gelen Fransız gazetecileri sormuşlardı. Röportaj bu başlıkla yayınlandı. Ege’de
batıdan, Yunanistan’dan gelen dalgalar, çakıl taşlarını okşar. O saatlerde turunçlar turunculaşırken, imbat rüzgarı içinizi ürpertirken dünyaya geldim. Su birikintilerinde kağıttan
gemiler yüzdürdüm. Sokaklara doyamadım. İzmir’de bir kale vardır. Taştan yapılmıştır ama İzmirliler ona Kadifekale adını koymuşlardır. İzmir’de doğup yaşayanların taşa yakıştırdıkları
sıfata bakın: Kadife.
İpek Tuzcuoğlu (Oyuncu)
Akdenizli bir Anadolulu olma şansıdır İzmir. Ama insanı pek tekin değildir. Siz siz olun bir İzmirlinin asfalyalarını (sigortalarını) sakın attırmayın.
Sinem Güven (Manken)
Kızım 14 aylık ama İzmirli kanı yüz metre öteden belli oluyor. Cıvıl cıvıl ve özgüvenli. Annemin bana yaptığını ben de ona yapıyorum. Ben nasıl 19 yaşından beri maddi olarak özgürsem
o da olacak.
Zeynep Aksoy (Modacı)
Uğruna şarkıların, şiirlerin yazıldığı kadınların memleketidir İzmir. Sabahları kár yoluna, akşamları yar yoluna giden erkeklerin şehridir.
Öner Evez (Koreograf)
İzmir’in kızları güzeldir, çünkü aileleri onlara değer verir, eğitimleri önemsenir, özgüvenleri yüksektir.
Tania Eskenazi (Modacı)
Garip, kendine has, doğuştan gelen bir kültürdür gavur İzmirli olmak! İzmir şehri açık, ileri görüşlü, özgüveni yüksek ama ukala olmayan bir nesil yetiştirir.
Nuri Çolakoğlu (Gazeteci)
İzmirli geniş bakar geniş düşünür, yüksek sesle konuşur
İzmir yüzyıllardır Anadolu’nun dünyaya açılan penceresi olagelmiş. Bu pencereden ışık girmiş, yenilik girmiş. Onun için İzmir’in insanları dünyaya daha rahat bakar, yenilikçidir. Kaç
göç yaşanmamıştır. Bundan 50 yıl önce Daryo Moreno Göztepe sahilinde bir kayığa uzanmış, elinde gitarı şarkılarını söylerken, İzmir’in kızları, erkekleri bu müziği denizde çevresinde
yüzerek dinliyordu. Genç kızlar ve erkekler karşı cinsten olanlarla topluca gezilip tozulabileceğini daha çok küçük yaşta öğreniyorlardı. Terakkiperver Fırka’dan Demokrat Parti’ye kadar
Türkiye’deki birçok yeni hareketin çıkış noktasıydı İzmir. Bu nedenle İzmirli geniş bakar, geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, karşıdan yükselen sesi de dinler, kabul etmese bile
onunla birlikte yaşamayı bilir.
Uğurkan Erez (Koreograf)
Kanımız perşembeden kaynamaya başlar
İzmir’de eğlenceye ayrılan zaman her yerden uzundur. Perşembe akşamı kaynamaya başlayan kanlar, pazar akşamına kadar kendini eğlenceye bırakır. Her kadın güzeldir ama İzmir
kızları daha bir başka oluyor nedense. Kariyerimde unutulmaz çoğunluğun İzmirli olduğunu söyleyebilirim.
Uğur Yüce (İsviçre’nin İzmir Fahri Konsolosu)
İzmirli, iktidarın vaat ve tehditlerine tenezzül etmemiştir
İzmirli Aydın’dır: Türk medyasını yöneten kişilerin çoğunun İzmirli olmaları bir tesadüf olamaz. Medeni’dir: 5 Kilisesi, 7 sinagogu, sayısız camii ile sevgili Sezen’in dediği gibi "Müslüman
’ı, Yahudi’si, Urum’u"nu tek bir potada eritmiştir. Dürüsttür: Tüm ülkenin hayali ihracat skandalları ile çalkalandığı yılları büyük bir ekonomik güç kaybı pahasına tek leke almadan
kapatmıştır. Kişiliklidir: İktidarın tüm vaat ve tehditlerine tenezzül etmeden, muhalefet cephesinde tek yumruk olmayı bilmiştir. Hiç mütevazı olmayacağım, İzmirli olmaktan büyük gurur
duyuyorum.
Ali Kocatepe (Müzisyen, sanatçı)
İzmirli gönlünce hareket eder sıkıntıya gelmez
Şu İstanbul’da nerdeyse her kasabanın derneği var, bir İzmirlilerin derneği yok. Aslında kurduk da devam ettiremedik. Bir kez daha anladım ki, İzmirli kendi ayakları üzerinde durur,
derneklere ihtiyacı yoktur, gönlünce hareket eder, sıkıntıya gelmez. Gevreği pekmezle pişirirler İzmir’de. Onun için gevrektir. Başka yerlerin simidine onun için alışamadım.
Haluk Özyavuz (Cevher CEO’su)
Sanki Avrupalıdan daha Avrupalıyız
Geçenlerde karımla Alsancak Çamlık Sokak’ta Radika diye ufacık, sadece zeytinyağlı Girit yemekleri yapan bir yere gittik! Karıma "İyi ki İzmirliyiz, iyi ki bu şehirde yaşıyoruz" deme
ihtiyacı duydum. Etrafımızda o kadar yakışıklı insanlar vardı ki, cıvıl cıvıl! Sanki Avrupa’dan daha Avrupalıyız; içimizle, dışımızla ve davranışlarımızla! Sanki bağımsızız! Ama her şeyimizle.
İzmir Türkiye’nin en büyük ihracat limanına sahiptir! Avrupa’da 10 milyon adet "alüminyum jant" üretim kapasitesine sahip tek şehirdir! 70’li yılların ortalarında, "Gávur İzmirli" gibi
tabirleri dün gibi hatırlıyorum! Olsun biz aynı zamanda çok hoşgörülüyüz! İzmirliyiz, takmayız, cesuruz!
Kibariye (Şarkıcı)
Oynamadan duramam gülümsemeden yaşayamam
İzmirli olmak benim için sıcakkanlılığı ifade ediyor. İzmirliler insan sever. Girdiği her ortamda, herkesi kucaklar. Rahatızdır, genişizdir. Ben çok tezcanlıyım, tıpkı diğer İzmirliler gibi.
Çat orda, çat kapı arkasında. Oynamadan duramam, gülümsemeden yaşayamam. Öyle kolay kolay karalar bağlayamam.
Emel Müftüoğlu (Sanatçı)
Taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer
İzmirli olmak herkesten daha sıcakkanlı ve sosyal olmaktır. İzmir’de doğmuşsanız eğer gözünüzü sosyal bir dünyaya açmışsınızdır. Rahattır İzmirliler. Herkesten çok toleranslıdır.
Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler. İzmir kadınların en özgür olduğu şehirdir. Gece vakti komşudan eve yürüyerek dönerler. Canları istediği gibi giyinir, dekoltenin
keyfine varırlar. İzmir’in taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer olduğunu iyi bilirim.
Nehir Erdoğan (Oyuncu)
Kadınların ortak ağda günleri vardır, birbirlerine yaparlar ağdayı, kocalarına güzelleşmeye
Özgürlükler şehridir İzmir. Kahkahaları patlatmak için ne efsuna, ne votkaya, ne de viskiye ihtiyaç vardır... Hani belki bir rakı balığın yanında, belki bir bira Kordon boyunda, gavuruz ya
icabında! Kadınlar kuaför kavgası yapmaz, onun yerine ağda günleri vardır ortak, birbirlerine yaparlar ağdayı kocalarına güzelleşmeye... Kozmetik kokan kadınlar bir türlü anlamaz bu
kadınların şanlarını, adlarının niye ’çok güzel’e çıktığını, en sonunda çalarlar karaya adlarını. Ama olmaz, İzmir’in kadınları balçık tutmaz.
Ferdi Özbeğen (Sanatçı)
Eğlenceli sektörleri İzmirliler yönetiyor sosyologların bunu incelemesi gerekiyor
15-20 yıl önce falan... TRT İzmir Stüdyolarında canlı yayın konuğuyum. O tarihlerde stüdyolar İzmir Fuarı’nın içinde. Yayın günü okulların kapandığı güne denk gelmiş, çocuklar karne
almış. Fuar ana baba günü. Öğrencilerin bir elinde karne, diğer elinde tef, darbuka, zil, okulların kapanışını müthiş eğlenceli bir şekilde kutluyorlar. Aynı gün İstanbul’a döndüm.
Sokakta çocuklara rastladım. Onlar da karne almıştı ama çok neşesizlerdi. Sessiz, sakin evlerine gidiyorlardı. İşte iki şehir arasındaki fark budur. Televizyon, gazete, müzik, sinema
gibi eğlenceli sektörler İzmirliler tarafından yönetiliyor. Sosyologların bunu derinlemesine incelemesi gerekiyor.
Gönül Yazar (Sanatçı)
İzmir’e gávur diyorlar evet biraz karışığız ama kurban olsunlar
İstanbul’a ilk geldiğimde geliyom, yapcam, diyorum diye İstanbullular bana köylü gözüyle bakıyorlardı. Şimdi baksınlar bakalım! Bugün İzmir Türkiye’nin en Avrupai şepri oldu. Beyazıt
Öztürk’ünden Haşmet Babaoğlu’na, Huysuz Virjin’inden Ajda Pekkan’ına herkes İzmir’de ev almayı düşünüyor. İzmir’in kadınları cesurdur, erkeklerinden daha sağlamdır. Erkekler
verdiği sözü pek tutma. Kadınlar kendilerini sevdiği için ateşe atar. İzmir’e gávur diyorlar. Evet biraz karışığız. Ama kurban olsunlar. İzmir’in kızları hoppa diyorlar. Canları sağolsun.
Evet hiç kimseyi takmazlar, takmasınlar.
İzmirli olmayı simgeleyen bu fotoğraf için Uğurhan Akdeniz Ajans’ın modelleri İzmir Kordon’da poz verdi. Stil danışmanlığını Duygu Akdeniz yaptı. Kıyafetler Polo Garage ve Zone
mağazalarından. Midye dolmalar Midyeci Şakir’e ait.
poyraz15- O Artık Bir Kalfa
- Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 51
Nerden : izmir
Meslek : Kriz Mağduru
Reputation : 9
Puanları : 146
Kayıt tarihi : 30/01/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Yarısını biliyordum ama diğer yarısıda bi o kadar varmış yane :shock:
haziran- Admin
- Mesaj Sayısı : 9290
Yaş : 37
Nerden : Ank, İst Arası
Meslek : Admin! :D
Kullandığınız Programlar : After Effects, Premiere, Photoshop, Dreamweawer, (Birazda illustrator, Flash, Edius, Cinema4D, Max)
Reputation : 121
Puanları : 2609
Kayıt tarihi : 27/08/07
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Güzel bir tarif ama biraz tek taraflı bir yaklaşım olmuş...
cRChasch- Forum Yöneticisi
- Mesaj Sayısı : 843
Yaş : 114
Nerden : İstanbul
Meslek : Ger.İşl.Müd.
Reputation : 17
Puanları : 615
Kayıt tarihi : 07/04/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Aaaah izmir ah. :musik-: :teyy-:
alicaglikasap- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 208
Yaş : 114
Nerden : malesef kayseri
Meslek : bende tam bilmiyorum
Kullandığınız Programlar : ps, 3dmax, crldrw, bulftitlr, SwishMax, ae, pr
Reputation : 1
Puanları : 103
Kayıt tarihi : 09/05/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Şu işimiz İzmir'de olsa bi dakika durmaz giderim okadar güzel bi yer benim için
aytacdmn- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 104
Yaş : 36
Nerden : istanbul
Meslek : motion graphic
Kullandığınız Programlar : after efects,photoshop,combustion..
Reputation : 0
Puanları : 124
Kayıt tarihi : 27/10/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
İzmirli olmak İzmir’in lağım koktuğunu görmezden gelmektir
Üç dört gündür “İzmir güzellemeleriyle” karşı karşıyayız.
Önce Haşmet Babaoğlu başladı. Birkaç gün önce “İzmir’i özlemek” diye nefis bir yazı yazdı.
Her yaz başı İzmir’e gittiğinde Alsancak’tan bir çift beyaz Converse aldığını, bunun bir çeşit gezentilik büyüsü olduğunu, böyle yaparsa bütün yazı gezerek geçireceğine inandığını yazdığı gün, ben de Beşiktaş’tan ilk Converse’ini alıyordum.
Ah hele Manisa yokuşundan inerken İzmir’i gördüğü anda kalbinin nasıl attığını yazdığı cümlenin sonunda neredeyse ağlayacaktım. Bunu en az yüz kere yaşamışımdır zira.
Bugün de (size göre dün) Hürriyet Pazar Eki’nde Sibel Arna “İzmirli olmak nasıl bir şeydir” diye bir haber patlatmamış mı?
İzmirli bir sürü ünlüye sormuş, bir dolu cevap vermişler.
“İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir, her yere geç kalırlar” diyen mi istersiniz (Mustafa Denizli), “İzmirliler taşa bile Kadife Kale demişlerdir. Ay yani o kadar hoşlardır yani” diyen mi (Tan Sağtürk), “Açık, ileri görüşlü, özgüveni yüksek ama ukala olmayan bir nesil yetiştirir” diye saçmalayan mı, “İzmirliler, herkesten çok toleranslıdır. Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler, İzmir taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yerdir” diyen mi (Emel Müftüoğlu) “İzmirli geniş bakar, geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, karşıdan yükselen sesi de dinler, kabul etmese bile onunla birlikte yaşamayı bilir” diye hakikaten iyi sallayan mı (Nuri Çolakoğlu)...
Hepsi palavra tabii ki.
Bütün bunlar İzmir’i 30-40 yıl önce terk etmiş insanların “kör ölür, badem gözlü olur” teraneleri. Zira cevap verenlerin ikisi hariç hiçbiri İzmir’de yaşamıyor. Böyle olmasını istiyorlar şehirlerinin ve abarttıkça abartıyorlar.
İzmir de yazık ki Anadolu kekolaşmasından çok uzun zaman önce nasibini aldı ve öyle rahat rahat öpüşmeler koklaşmalar, mini etekle çarşı içinde tek bir bakış ve tacizle karşılaşmadan yürümeler falan geçmişte kaldı. Tabii ki Malatya ile kıyaslandığında rahattır ama bir Amsterdam da değildir.
Güzel bir şehir elbette. Mimari açıdan bir facia. En çirkinler arasında başa yarışır ama evet hareketlidir, renklidir...
Da bu hareketten bir bereket çıkmayalı neredeyse 60 yıl oluyor bilmem farkında mısınız? En son ciddi hareket Demokrat Parti’nin kurulmasıydı zira. Benim gençliğimde bir de “Yeşiller Partisi” kurulmuştu ki kurulmasıyla dağılması neredeyse bir oldu. (Meşhur travesti “Sevgi Güven” ne yapıyor acaba? “Adımı dünyada olmayan iki şeyden almışım. Sevgi Güven. Memnun oldum” diye tanıştırırdı kendini. Almışım lafındaki “mışım” nasıl ama?!? Heh...)
Ne bir İzmir sanatından söz edebiliyoruz, ne bir İzmir markasından, ne bir İzmir tarzından. Varsa yoksa gevrek, çiğdem ve güzel kızları...
Bir de bu “hoşgörü” meselesi pek “hoş” doğrusu. “Neye” hoşgörüden söz ediyorlar acaba? Sadece ve sadece kendilerine olabilir mi? Kendimizi çok hoş görürüz biz. Yani o kadar olur..
Zira “türbanlı kızlar üniversiteye alınsın” veya “oğlun eşcinsel” dediğin anda İzmirli hoşgörüsünün, sözüm ona “açık görüşünün” nasıl yalan, nasıl uydurmaca, nasıl sadece kendine yontmaca bir şey olduğunu, “Avrupalıdan daha Avrupalıyız ayol” diyenlerin daha Avrupa’nın A’sını kavrayamadığını, medeniyet, hoşgörü dedikleri şeyin ‘bildik’ sınırlar dahilinde Kordon’da rakı içmekten ibaret olduğunu anlayıverirsin.
Kimse dememiş ama İzmir çenesi de çenedir haa bu arada. Açıldı mı kapanmaz. Gir bu konulara bir araba dolusu lafı yersin anında.
Tek Mustafa Denizli’nin dediği doğru. İzmirli kadar gevşek adam yoktur. Ben kendi özbeöz nikahına geç kalan biliyorum!
***
Fakat çok acayip bir mesele var ki bunu niye hiçbiri dememiş bilmiyorum.
Sibel bana sormamış ama ben söyleyeyim:
“İzmirli olmak İzmir’in b*k koktuğunu görmezden gelmektir.”
Bu şehre ilk defa 26 yıl önce geldim, yaşadığım sürece lağım kokuyordu, dün geldim (30 Mayıs 2009) yine lağım kokuyor.
Karşıyaka’da cam açmak mümkün değildi o kadar diyeyim.
Bu insanların bu çekisi nedir, bu nasıl bir beceriksizlik, nasıl bir “yönetememek” nasıl bir belediyesizliktir hakikaten anlamak mümkün değil.
Bu da bir yarı İzmirlinin acı itirafı olsun.
Mutlu Tömbekici
Üç dört gündür “İzmir güzellemeleriyle” karşı karşıyayız.
Önce Haşmet Babaoğlu başladı. Birkaç gün önce “İzmir’i özlemek” diye nefis bir yazı yazdı.
Her yaz başı İzmir’e gittiğinde Alsancak’tan bir çift beyaz Converse aldığını, bunun bir çeşit gezentilik büyüsü olduğunu, böyle yaparsa bütün yazı gezerek geçireceğine inandığını yazdığı gün, ben de Beşiktaş’tan ilk Converse’ini alıyordum.
Ah hele Manisa yokuşundan inerken İzmir’i gördüğü anda kalbinin nasıl attığını yazdığı cümlenin sonunda neredeyse ağlayacaktım. Bunu en az yüz kere yaşamışımdır zira.
Bugün de (size göre dün) Hürriyet Pazar Eki’nde Sibel Arna “İzmirli olmak nasıl bir şeydir” diye bir haber patlatmamış mı?
İzmirli bir sürü ünlüye sormuş, bir dolu cevap vermişler.
“İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir, her yere geç kalırlar” diyen mi istersiniz (Mustafa Denizli), “İzmirliler taşa bile Kadife Kale demişlerdir. Ay yani o kadar hoşlardır yani” diyen mi (Tan Sağtürk), “Açık, ileri görüşlü, özgüveni yüksek ama ukala olmayan bir nesil yetiştirir” diye saçmalayan mı, “İzmirliler, herkesten çok toleranslıdır. Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler, İzmir taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yerdir” diyen mi (Emel Müftüoğlu) “İzmirli geniş bakar, geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, karşıdan yükselen sesi de dinler, kabul etmese bile onunla birlikte yaşamayı bilir” diye hakikaten iyi sallayan mı (Nuri Çolakoğlu)...
Hepsi palavra tabii ki.
Bütün bunlar İzmir’i 30-40 yıl önce terk etmiş insanların “kör ölür, badem gözlü olur” teraneleri. Zira cevap verenlerin ikisi hariç hiçbiri İzmir’de yaşamıyor. Böyle olmasını istiyorlar şehirlerinin ve abarttıkça abartıyorlar.
İzmir de yazık ki Anadolu kekolaşmasından çok uzun zaman önce nasibini aldı ve öyle rahat rahat öpüşmeler koklaşmalar, mini etekle çarşı içinde tek bir bakış ve tacizle karşılaşmadan yürümeler falan geçmişte kaldı. Tabii ki Malatya ile kıyaslandığında rahattır ama bir Amsterdam da değildir.
Güzel bir şehir elbette. Mimari açıdan bir facia. En çirkinler arasında başa yarışır ama evet hareketlidir, renklidir...
Da bu hareketten bir bereket çıkmayalı neredeyse 60 yıl oluyor bilmem farkında mısınız? En son ciddi hareket Demokrat Parti’nin kurulmasıydı zira. Benim gençliğimde bir de “Yeşiller Partisi” kurulmuştu ki kurulmasıyla dağılması neredeyse bir oldu. (Meşhur travesti “Sevgi Güven” ne yapıyor acaba? “Adımı dünyada olmayan iki şeyden almışım. Sevgi Güven. Memnun oldum” diye tanıştırırdı kendini. Almışım lafındaki “mışım” nasıl ama?!? Heh...)
Ne bir İzmir sanatından söz edebiliyoruz, ne bir İzmir markasından, ne bir İzmir tarzından. Varsa yoksa gevrek, çiğdem ve güzel kızları...
Bir de bu “hoşgörü” meselesi pek “hoş” doğrusu. “Neye” hoşgörüden söz ediyorlar acaba? Sadece ve sadece kendilerine olabilir mi? Kendimizi çok hoş görürüz biz. Yani o kadar olur..
Zira “türbanlı kızlar üniversiteye alınsın” veya “oğlun eşcinsel” dediğin anda İzmirli hoşgörüsünün, sözüm ona “açık görüşünün” nasıl yalan, nasıl uydurmaca, nasıl sadece kendine yontmaca bir şey olduğunu, “Avrupalıdan daha Avrupalıyız ayol” diyenlerin daha Avrupa’nın A’sını kavrayamadığını, medeniyet, hoşgörü dedikleri şeyin ‘bildik’ sınırlar dahilinde Kordon’da rakı içmekten ibaret olduğunu anlayıverirsin.
Kimse dememiş ama İzmir çenesi de çenedir haa bu arada. Açıldı mı kapanmaz. Gir bu konulara bir araba dolusu lafı yersin anında.
Tek Mustafa Denizli’nin dediği doğru. İzmirli kadar gevşek adam yoktur. Ben kendi özbeöz nikahına geç kalan biliyorum!
***
Fakat çok acayip bir mesele var ki bunu niye hiçbiri dememiş bilmiyorum.
Sibel bana sormamış ama ben söyleyeyim:
“İzmirli olmak İzmir’in b*k koktuğunu görmezden gelmektir.”
Bu şehre ilk defa 26 yıl önce geldim, yaşadığım sürece lağım kokuyordu, dün geldim (30 Mayıs 2009) yine lağım kokuyor.
Karşıyaka’da cam açmak mümkün değildi o kadar diyeyim.
Bu insanların bu çekisi nedir, bu nasıl bir beceriksizlik, nasıl bir “yönetememek” nasıl bir belediyesizliktir hakikaten anlamak mümkün değil.
Bu da bir yarı İzmirlinin acı itirafı olsun.
Mutlu Tömbekici
Stalin- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 50
Yaş : 35
Nerden : İzmir
Meslek : Ogrenci
Kullandığınız Programlar : AE, Vegas
Reputation : 0
Puanları : 11
Kayıt tarihi : 14/04/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Stalin demiş ki:.... Zira “türbanlı kızlar üniversiteye alınsın” veya “oğlun eşcinsel” dediğin anda İzmirli hoşgörüsünün, sözüm ona “açık görüşünün” nasıl yalan, nasıl uydurmaca, nasıl sadece kendine yontmaca bir şey olduğunu, “Avrupalıdan daha Avrupalıyız ayol” diyenlerin daha Avrupa’nın A’sını kavrayamadığını, medeniyet, hoşgörü dedikleri şeyin ‘bildik’ sınırlar dahilinde Kordon’da rakı içmekten ibaret olduğunu anlayıverirsin.....
Mükemmel bir tesbit :GOODs: brawo Tabi sadece İzmirli'lere has bir şey değil genel manada böyle çok insan var...
emirkaan- O Artık Bir Kalfa
- Mesaj Sayısı : 830
Yaş : 24
Nerden : uıouıouıo
Meslek : uıouıouıo
Kullandığınız Programlar : ıouıouıo
Reputation : 16
Puanları : 307
Kayıt tarihi : 15/05/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Bence de güzel bir yazı ancak biraz tek taraflı bir yaklaşım var...
boronzox- Forum Yöneticisi
- Varsa Çalıştığınız Firma : Friilens
Mesaj Sayısı : 8984
Yaş : 32
Nerden : İstanbul
Meslek : Moşın Dizaynır
Kullandığınız Programlar : After Effects CS4
Reputation : 130
Puanları : 2428
Kayıt tarihi : 07/03/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Farkımız tarzımız.. :p
ykz- Daha Yeni
- Mesaj Sayısı : 34
Yaş : 42
Nerden : izmir - istanbul
Meslek : çok iyi içler dışlar çarpımı yaparım..
Kullandığınız Programlar : AE CS3 - Particle illusion 3.2
Reputation : 1
Puanları : 42
Kayıt tarihi : 18/05/09
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Zengin ev sahibi yanında çalıştırdığı zenci uşağı çağırmış,elinde tuttuğu saati verip '' al bu saati dışarıda oynayan çocuklardan en güzeline ver'' demiş.Zenci uşak çıkmış dışarı uzun uzun çocuklara bakmış bakmış ve en sonunda kendi çocuğuna saati vermiş.Ev sahibi çocuğunun kolunda saati göremeyince hemen uşağı çağırıp sormuş saat nerede diye.Uşak '' efendim uzun zaman baktım yanlışlık yapmayayım diye,en sonunda en güzelinin benim çocuğum olduğuna karar verdim'' demiş.
Tam olarak aklımda kalmadı ama hikaye aşğı-yukarı böyle birşeydi dostlar.Yani herkese kendi ait olduğu yer,sahip olduğu güzeldir.Herkesin herşeyi Allah içine sindirsin!
Tam olarak aklımda kalmadı ama hikaye aşğı-yukarı böyle birşeydi dostlar.Yani herkese kendi ait olduğu yer,sahip olduğu güzeldir.Herkesin herşeyi Allah içine sindirsin!
poyraz15- O Artık Bir Kalfa
- Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 51
Nerden : izmir
Meslek : Kriz Mağduru
Reputation : 9
Puanları : 146
Kayıt tarihi : 30/01/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
O zaman hadi bana İzmir'de iş bulun :P
aytacdmn- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 104
Yaş : 36
Nerden : istanbul
Meslek : motion graphic
Kullandığınız Programlar : after efects,photoshop,combustion..
Reputation : 0
Puanları : 124
Kayıt tarihi : 27/10/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
aytacdmn demiş ki:O zaman hadi bana İzmir'de iş bulun :P
Valla kardeş şu sıralar zor.Ben de 5 ay boştaydım yeni iş buldum.Ortam çok kötü yaw! :(
poyraz15- O Artık Bir Kalfa
- Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 51
Nerden : izmir
Meslek : Kriz Mağduru
Reputation : 9
Puanları : 146
Kayıt tarihi : 30/01/08
Geri: İzmirli olmak dedikleri işte bu
Peki piyasa durumu nasıl orda nerelerde çalışabiliyorsunuz mesela? Ben ciddi olarak İzmir'e gitmeyi düşünüyorumda
aytacdmn- Şimdilik Azimli
- Mesaj Sayısı : 104
Yaş : 36
Nerden : istanbul
Meslek : motion graphic
Kullandığınız Programlar : after efects,photoshop,combustion..
Reputation : 0
Puanları : 124
Kayıt tarihi : 27/10/08
After Effects, Photoshop Dersleri, 3DS Max Bilgi Paylaşım Forumları :: After Effects Forum Önerileri :: Konu Dışı (Genel)-Muhabbet sohbet
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı 25 Ocak 2022, 16:12 tarafından ytusinema
» epic games reklamı
Perş. 12 Eyl. 2019, 14:02 tarafından ainoslu.22
» Hesap silimi ya da banlanma
C.tesi 31 Ağus. 2019, 09:04 tarafından gariban
» 10. Yıldız Kısa Film Festivali Geliyor!
Paz 14 Mayıs 2017, 10:38 tarafından ytusinema
» After Effects Uzmanı Aranıyor (Ankara)
Cuma 14 Nis. 2017, 13:58 tarafından Kün Medya Yapım
» İÇERİ BAK LÜTFEN KAFAYI YİCEM
Salı 11 Nis. 2017, 10:55 tarafından korsankirici
» After Effects - Neon Text Efekti - Ders 8
Perş. 30 Mart 2017, 15:32 tarafından theyamak
» After Effects - Tanıtım Animasyonu Kurumsal - Ders 7
Perş. 30 Mart 2017, 15:31 tarafından theyamak
» After Effects - Retro Intro Yapımı - Ders 6
Perş. 30 Mart 2017, 15:31 tarafından theyamak